Sunday, March 6, 2011

I Hate It

Bu hafta hiç neler sevdiğimi yazasım yok, sevdiğim şeyler olsa da, bu hafta nelerden nefret ettiğimi yazacağım. Şu gözünü sevdiğimin ülkesinde nefret ettiğim çok şey var, ama işte ilk 5:

1. Bloguma Dokunma!


Evet, bu hafta en nefret ettiğimiz şey, tabii ki dici dici telif hakları derdine düştü diye Türkiye'de blogspot üzerinden tüm blogların suçlu gibi kapatılabilmesi oldu. İleri demokrasinin sınırlarını zorluyoruz vallahi...
Hala yapmayanlar şu facebook sayfasını beğenin lütfen!


2. Soğuklar


Tamam, bu devletle değil ülkenin konumuyla ilgili, ama bıktım kardeşim, bir de haftaya kar geliyormuş, gelsin bir o eksik! Kendimi şöyle deniz kenarında, üzerimde bikini, elimde kokteyl, yanımda bir yakışıklı  olarak görmek istiyorum artık, bıktım soğuk, git soğuk!




3. Sosyal Mecra Acemileri


Buradan sosyal mecralar moda oldu diye bu maceraya da adım atan Mehmet Ali Birand'a seslenmek istiyorum, geçmiş olsun da, bu kadar detaya girmeseydik babacığım, ben aramızdaki mesafeden memnundum oysa ki... Twitter'dan ishalim geçti filan yazmak nedir ya? İnsan da bundan sonra saygı mı kalır? Velhasıl, sosyal mecra adamı şah da eder maskara da, dikkat et Birand diyorum.



4. Tarihin Arka Odası


Bu kadar adam var dünyada, ama sanırım ben en çok Murat Bardakçı'ya gıcığım. O ne küçük dağları ben yarattımcılık, o ne ukalalık, o ne kendini beğenmişliktir yarabbim. Ama konumuz şimdi Tarihin Arka Odası'nın Cumartesi geceki bölümü (ya da ben Cumartesi gecesi gördüm, tekrarsa bilemiyorum), efendim tarihin en sevimsiz üçlüsü Türkiye'de atçılığın tarihi işleyecek diye stüdyoya at getiriyor. Bildiğin at yani, canlı canlı. Sonra Batu hanımcağızım stüdyoda ata biniyor, yetmiyor bir de okçuluk tarihi göstermek için üçlümüz okçuluk sergiliyorlar.

Sonra da çıkıp çıtı pıtı Batu kızımız marifetmiş gibi, stüdyo ışıklarından korkmasın diye atı sersemleştirdik diyor. İyi halt ettim Batu'cuğum, çok iyi halt ettin. Yani hasbinallah demekten başka bir şey diyemiyorum, ağzım bir karış açık kaldı.





5. "Hırsız ciğerini söküp almaya gelmişse ciğerine soracaksın ne suç işledin diye"


Bu da ne diyorsanız, bu Mehmet Ali Şahin'in bugün Ergenekon'dan göz altına alınan gazetecilerle ilgili ettiği kelam. Ülkemizin pek muhterem (?!) sağ kanat şairi Fazıl Hüsnü demişmiş. Bu nasıl bir mantıktır? Biri bana ait bir şey çaldığında suçlu ben mi oluyorum yani? 35 kişinin tecavüzüne uğrayan 12 yaşındaki kız da bu mantıkla suçlu bulundu herhalde, ülkem işte böyle güzel kafalarla dolu...




 Türkiye garip bir yer, çok garip bir yer....

No comments:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails