Tuesday, April 27, 2010

An Education



Oscar adayı bir gençlik filmi! İngilizce 'coming of age' denen 'yetişkin geçme' merasimi filmler bu güne kadar 'The Graduate' dışında hep gençlik filmi olarak kalmaya mahkum oldu, taa ki 'An Education' gelene kadar, 2009 yapımı bu İngiliz filmi, en iyi oyuncu da dahil 3 dalda Oscar'a aday oldu ve 18 ödül aldı. Peki ama bu kadar hor görülen türde bir film nasıl bu kadar ses getirebilir?

 A teen movie nominated for an Oscar! Except from 'The Graduate', the "coming of age" stories are doomed to stay as teen films, until 'An Education'. This middle-budgeted 2009 Brit film got nominated for 3 awards in the Oscars, including the best actress and got 18 awards. But how can a genre so looked down on can create so much impact?


Öncelikle genç oyuncu Carey Mulligan'ın hakkını vermek lazım, özellikle filmdeki giyim, saçı makyajı yüzünden sanırım yeni Audrey Hepburn olarak adlandırılan bu genç kızımız gerçekten film türünün hakkını vererek film süresince çocukluktan ergenliğe, oradan da yetişkinliğe hızlı adımlarla ilerlerken, hali, tavırları hatta konuşması da onunla birlikte hızla değişiyor. Bir de kız hakikaten çok sevimli! Bir de filmin konusunun 60'ların sözde özgür dünyasında kadınların yerinin nasıl arka sıralarda olduğuna dair mesajlar da filmi sıradan bir yaş alma filminin ötesine taşıyor. 60'ların Paris'ini, modasını, her şeyinin seven bir insan olarak ben filmi çok sevdim. Ama bu kadar önemli ve hakkından söz edilesi bir film mi ona karar veremedim...

First, I must mention the role of young Carey Mulligan in this success, named as the new Audrey Hepburn, especially because of hair and clothes in this film, she plays Jenny who, as the genre suggests, starts as a child and transform herself quickly to a woman, and as she grow quickly, her manners and air changes along with her clothes and hair. And she is really very cute! And the fact that the film carries the second class role of women in the so called free 60's makes the film a little more than just a coming of age drama. As a lover of everything 60's; the hair, the clothes, the style, the music and especially 60's Paris, I liked the film. But I cannot decide if it's that much a deal to tell you the truth...





Bir Audrey Hepburn havası var hakikaten!

She really has the Miss Hepburn air, doesn't she?



Konuya gelince, 60'larda İngiltere'nin bir banliyösünde yaşayan, orta sınıf bir aileden gelme Jenny, babasının kendisine biçtiği hayale uyarak Oxford'a girmeye hazırlanan liseli sıradan bir kızdır. Ama hayallerinde Fransızca 'chanson'lar, klasik müzik konserleri ve istediği kitabı okuyabileceği kadar özgür olmak vardır. Bu özgürlüğe Oxford'da ulaşacağını düşünen Jenny'nin üstüne biçilmiş hayalleri, kendinden yaşça büyük David'le tanışmasıyla değişir. David Jenny'nin ayaklarını, şık elbiseler, klasik müzik konserleri ve Paris seyahatleriyle yerden keser. Ama yıllardır hayalini kurduğu Oxford'u bir anda bir köşeye atan Jenny'nin yeni hayalleri de David'in sırları yüzünden tepe taklak olacaktır.
  
About the synopsis; the middle-class Jenny who lives in a British suburb is an ordinary high school girl who tries to go to Oxford as is the dream that her father choose for her. But her own dreams include French 'chanson's, classical music concerts and as much freedom that she can read the books she wants. The 'pret-a-porter' dreams of Jenny who thinks she can have the freedom in Oxford will change drastically when she mets the older playboy David. David mesmerizes her with fine clothing, classical music concerts, auctions and Paris trips. But as Jenny's years-long dreams of going to Oxford shatters to pieces in an instant, her new set of dreams are in peril because of David's secrets. 


Son olarak, bilmeyebileceğiniz bazı bilgiler; Filmin yönetmeni, daha önce 'Yeni Başlayanlar için İtalyanca'(Italiensk For Begyndere/ Italian For Beginners) ve 'Wilbur Ölmek İstiyor' (Wilbur Wants to Kill Himself) filmlerinden tanıyıp sevdiğimiz Danimarkalı Lone Scherfig. Film ise, İngiliz gazeteci Lynn Barber'ın anılarına dayanıyor.

Lastly, some info you may not know about the film: The director Lone Scherfig's previous films include 'Italian for Beginners (Italiensk For Begyndere' and one of my favorites 'Wilburt Wants to Kill Himself'. And the film is based on the memoirs of British reporter Lynn Barber.

Sonuç: keyifli bir film ve Jenny'nin özellikle saçlarına bayıldım!

Conclusion: Lovely film to watch and I adore Jenny's hair!

Fragman/Trailer:



P.S.: Filmin asıl planlanan ve sonradan kesilen sonunu okumak isteyen ve İngilizcesi olanları şuraya yönlendireyim.

P.S.: Click here to read about the first planned ending and why it was cut.

2 comments:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails